Devamlı değişik devletlerin egemenliğinde yaşamış olan Ermeniler Anadolu topraklarında bulunan Ermeni Derebeyliği Ani’nin 1045’te Bizanslılar tarafından alınmasından sonra 1064’te Selçuklu Hakan’ı
Alparslan’ın Anadolu topraklarını Bizanslılar dan alınca Ani beyliği de alınmış olur.
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u 1453 yılında Bizans’tan aldıktan sonra, ticaretin canlandırılması için
Anadolu’da bulunan Ermenilerden bir kısmını istanbul’a getirtmiş, Balat, Samatya, Kumkapı gibi şehrin değişik yerlerinde iskan ettirmiştir.
1491 yılında ise Bursa’da bulunan Ermeni Metropoliti Ovakim’de İstanbul’a getirilerek Samatyada bulunan “sulu manastır” kendilerine patrikhane olarak verilmiş ve kendileri de “patrik “ yapılmıştır.
Ermeniler 1. Dünya savaşına kadar aralarında hiçbir sorun olmadan beraberce ve Osmanlı topraklarının her yerinde rahat ve huzur içinde ticaret yaparak hayatlarını sürdürmüşlerdir.
1857-1859-1860 yıllarında Patrikhanede toplanan çeşitli meclisler “Ermeni Milleti Nizamnamesini” hazırladılar. Bu tasarı 19 mart 1862 tarihinde hükumetçe uygun bulunup 29 mart 1862 tarihinde kabul edildi. Bu 99 maddelik Ermeni Milleti Nizamnamesi ile;
-Ermeni toplumu bir cemaatin ötesinde siyasi,sosyal,iktisadi,
-Yeni düzenleme ile ülkenin çeşitli yerlerinde bir çok Ermeni okulu ve kültür kurumu açıldı.(Van’da Araratlı,Muş’ta Okul sevenler ve Doğu ,Erzurum’da Milliyetçi kadınlar cemiyeti kuruldu).
-Ermenilere toplu olarak şikayet etme ve harekete geçme hakkı verilmiştir.
-Ermeni ruhanileri nizamnamenin kendilerine verdiği hakları siyasi çekişmelere ve bağımsızlık hareketlerine basamak yapmışlardır. Bu nizamname Ermeni cemaatine adeta bağımsız bir devlet statüsünde haklar kazandırmıştır.
-140 üyeden oluşan bir Ermeni meclisi kurulmuş,bu meclis bütün işlerin görüldüğü bir parlemento gibi davranmaya başlamış, işi Ermenilerin özerklik talebine kadar götürmüştür.
-Türkler ile her konuda iyi uyum sağlayan Ermeniler devletin bakanlıkları dahil olmak üzere hemen her kademesinde görev almışlar, paşalığa, milletvekilliğine kadar yükselenler olmuştur.
(-Agop Kazazyan-Galata Bidayet Mahkemesi Başkanı
-Gabriel Noradükyan-bürokrat ve bakanlık yaptı
-Mikail Portakalyan-hazine-i hassa nazırı
-Housannes Salazyan unlardan bir kaçıdır)
Bu nedenledir ki kendilerine MİLLETİ SADIKA (SADIK MİLLET) denilmiştir.
Ermeniler Avrupa’nın büyük güçlerinin oyununa,Hınçak( çan sesi anlamına gelmektedir),Taşnak Sutyun komitelerinin ve din adamlarının kışkırtmalarına gelmiş devlete isyan etmişlerdir.Bunun sonucunda Osmanlı Devleti cephe gerisi güvenliğini sağlamak için TEHCİR KANUNU çıkararak Doğu Anadolu’daki Ermenileri ülkenin farklı bölgelerine zorunlu göçe tabi tutmuştur.Ermeniler bu oyun ve kışkırtmalara gelmemiş olsalardı bu gün konuşulan ve üzerinde binlerce kitap yazılan o meşhur soykırım iddaları tabiî ki ne konuşulacak,nede o günün şartlarında olan üzücü olaylar olmayacaktı.

FACEBOOK YORUMLAR